
These creatures, which were initially depicted in the form of lions, emerged in the following process, mainly by adding the heads of different species to the lion’s body or adding the lion’s head to the bodies of different species, creating fantastic, mixed or mythologically named creatures. At the head of these mortars, lions are undoubtedly one of the most depicted creatures. However, in the art of depiction, instead of many gods, an animal or a mixed creature symbolizing it is used. However, the animals directly related to the gods are mostly secondary. When it comes to mythology, gods and goddesses come to mind first. Mythology, which emerged as the product of the behavior and imagination of the ancient people in the face of natural events, has a determining role in the formation of the art of depiction. Sonuçta da kadim bir kültürün mirasçısı olan bu topraklarda ölümle nelerin ilişkilendirildiği ve bundan kurtulmak için ne gibi çözümler üretildiğini tespit ederek gözlemleyerek bu konuda ülkemiz genelindeki inanış ve uygulamalarla olan benzerlikleri ortaya koymaya çalışacağız. Ardından bu istenmedik ve üzüntülü olayın habercisi olduğu düşünülen şeylerden kurtulmak ya da onların sahip olduğu uğursuzluğu defetmek için ne gibi çarelere başvurulduğunu ifade etmeye çalışacağız. “Van Gölü’nün Kuzey Kıyılarında Ölümle İrtibatlandırılan İnanışlar ve Bunlara Dair Uygulamalar” başlıklı bu çalışmamız ile öncelikle Ahlat, Adilcevaz ve Erciş’i içine alan Van Gölü’nün kuzey kıyılarında ölümün alameti olarak kabul edilen bir takım olay ve olguları ele alacağız.

İnsanoğlu bu kaçınılmaz sonun farkında olmasına ve doğumla başlayan hayatın ölümle son bulacağı gerek çevresinden edindiği tecrübeyle gerek doğrudan gözlemle gerekse de mantığıyla net bir şekilde bilmesine rağmen ölüm olayını kendisini için kaçınılmaz, yakınları için ise hüzünlü bir son olarak görmüştür. Bazen bir hastalık, afet, savaş, kavga gibi belirgin sebeplerle bağlanan ölüm, bazen de makul bir sebep olmaksızın anlık ve tesadüfi gelişen bir musibetin beklenmedik sonucu olarak gerçekleşmektedir. Ölüm, yaratıcının insanın hayatına dair takdirinin yansıması olarak algılanmakla birlikte, farklı birçok sebebe bağlı olarak neden sonuç ilişkisinin doğal neticesi olarak kabul edilen bir olgudur. İnanan bir birey için geçici olan bu dünya hayatından, asıl ve sonsuz olan ahiret hayatına geçişin ilk aşamasıdır. ayetlerde yüce Allah’ın “Her canlı ölümü tadacaktır.” hükmü gereğince iman ettiğimiz bir hakikattir. Ölüm, Kur’an-ı Kerim’de Al-i İmran Suresi 185. Bu denli zengin bir kültür mozaiğine şahitlik yapınca bunların kültür ve inançlarından izler taşımaları da kaçınılmaz olmuştur.

Bitlis ilinin Ahlat ve Adilcevaz ilçeleri ile Van ilinin Erciş ilçelerini kapsayan Van Gölü’nün kuzey kıyıları Hurrilerden Asurlara, Urartulardan Medlere, Perslerden Makedonyalılara, Romalılardan Sasanilere, Hazarlardan Abbasilere, Türk Beyliklerinden Selçuklulara, Osmanlıdan Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar, burada isminizi zikredemediğimiz birçok millette dahil olmak üzere, çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmışlardır. Bitlis ve Van illerinin sınırları için yer alan Van Gölü’nün kuzey kıyıları, doğu ile batıyı birbirine bağlayan ana geçiş güzergahında bulunmaları sebebiyle jeopolitik açıdan da ayrı bir öneme sahiptirler. Van Gölü’nün bu özelliği tarih boyunca suyun sağladığı sayısız nimetten faydalanmak isteyen birçok kültüre, medeniyete ve inanca da ev sahipliliği yapmasına vesile olmuştur. Ülkemizin en büyük gölü olan ve yöre halkı tarafından “Van Denizi” adıyla da anılan “Van Gölü”, sadece bölge için değil ülkemiz içinde özel bir anlam ve öneme sahiptir.
